Tamamlayıcı Araştırma

Blog Image

Tamamlayıcı Araştırma

KATILIMCI GÖZLEM
Katılımcı gözlem, özellikle pazar araştırmalarında son yıllarda birçok firmanın itibar ettiği
etnografik bir araştırma tekniğidir.
Katılımcı gözlem tekniğinin uzun süreye yayılan, emek yoğun bir teknik olmasından dolayı
sosyal projelerde yaygın olarak kullanılmadığı da bir gerçektir. Bundan daha da önemlisi
özellikle ciddi ve köklü kurum ve kuruluşların henüz nitel bir araştırma tekniği olarak
katılımcı gözlemin proje uygulamalarındaki avantajlarını değerlendirebilecek teknik altyapıya
ulaşmakta yaşadıkları sıkıntılardan dolayı da, katılımcı gözleme tali bir veri toplama tekniği
olarak itibar etmedikleri de bilinmektedir.
Katılarak gözlem uygulamalarında uluslararası düzeyde tecrübeye sahip uzmanlarla çalışan
TANDANS VBD prensip olarak sosyal davranış ve tutumların anlaşılabilmesi için katılımcı
gözlemin uzmanlar için olgu ve olayların açıklanmasında ve toplumsal aktörler arasındaki
ilişkilerin çözümlenmesinde güçlü bir araştırma tekniği olduğunu kabul etmektedir. Fakat
katılımcı gözlemin sahadaki uygulamasındaki en önemli kısıt proje faydalanıcılarının, ana
yüklenicilerinin ya da paydaşların katılımcı gözlemin itibarlı ve güvenilir bir teknik olduğu
konusundaki kuşkularıdır.
Bu kısıta rağmen, etnografik araştırma yetkinliğine sahip ekiplerimiz araştırma yürütülen
lokasyonlarda lojistik imkânları da zorlayarak mümkün oldukça araştırmanın yürütüldüğü
yerleşimlerde, mahallelerde, köylerde, mezralarda konaklar ve hatta sadece konaklamakla
sınırlı kalmayıp, söz konusu bölgede yaşar, hayatın çeşitli evrelerine ait olguları bizzat
yaşayarak deneyimler. Bir anlamda, “katılımcı gözlem”in yöntemsel çerçevede
tanımlanmadığı projelerde dahi diğer nitel ve nicel araştırma teknikler ile elde ettiği bilgileri
“katılarak gözleyerek” değerlendirme fırsatı yakalamaya çalışırız.
 

DERİNLEMESİNE GÖRÜŞME
TANDANS VBD için en verimli bilgi derleme tekniklerinden birisi olan derinlemesine
görüşme insanların davranışları, tutumları ve algılayışlarıyla ilgili içeriği zengin betimleyici
veri almayı amaçlayan niteliksel bir veri toplama tekniğidir. TANDANS VBD projelerde
derinlemesine görüşme tekniğini niteliksel veri elde etme dışında, iki farklı bağlamda daha
kullanır:
1) Çoğunlukla temel araştırmalarda (baseline) derinlemesine görüşmeleri alan
araştırmasının başlangıç aşamasında kullanarak, proje süreci için bir yol haritası
oluşturmakta kullanırız.
2) Özellikle izleme ve değerlendirme ya da etki değerlendirme araştırmalarında çoklukla
niceliksel araştırmada elde ettiğimiz verileri sorgulamak için kullanırız.
Mülki ve idari görevliler, kanaat önderleri, sivil toplum liderleri ve alan araştırmasının
yürütüldüğü yerelliklerde özellikle bazı konularda bilgi sahibi olan kişilerle yaptığımız
görüşmeler için bir "yönerge" kullanırız. Bu yönerge bir yarı yapılandırılmış soru formudur.
DG yönergesi görüşme sırasında uzmanlarımıza kılavuzluk yapar. Yönergelerde yer alan
soruların hepsi sorulmaz. Görüşme yapılan kişilere soru sormaktan ziyade, araştırma sorunsalı
hakkında görüşme yapılan kişinin kendiliğinden konuşması beklenir. Yönergedeki sorular
sadece “sohbet” havasında geçen görüşmenin araştırma sorunsalı çerçevesinde kalmasını
sağlamak ve sohbetin tıkandığı yerlerde görüşmenin önünü açmak için kullanılır.
Derinlemesine görüşmelerde, görüşülen kişinin iznine tabii olarak ses kaydı ve görüntü de
alırız.

Derinlemesine görüşmeleri genellikle görüşmeci ve görüşülen kişinin baş başa kalabileceği
sessiz, dış etkenlerin müdahalesine kapalı bir ortamda, tercihen görüşülen kişinin kendisini
rahat hissedeceği mekanlarda yapmayı tercih ederiz.

ODAK GRUP TOPLANTILARI
Odak grup toplantıları belirli bir grubun (genellikle yaş, cinsiyet gibi kategorilere ayrılır)
yaklaşık 8-12 kişiyle belirli bir konu etrafında yürütülen tartışmalardır.
Odak grup tartışmalarının gerçekleştirildiği toplantılar ile;
- Bir kişinin dile getirdiği bir fikir, bir diğeri tarafından geliştirilebilmekte ve böylelikle
detaylı bilgilere ulaşabiliriz.
- Birçok konuda zengin bir bakış açısı ya da geniş bir perspektif sağlayabiliriz,
- Araştırma sorularına yanıt oluşturacak zengin bilgiler toplayabiliriz.
- Daha da önemlisi katılımcılar arasındaki grup içi hiyerarşik ilişkiler ve grup içi
iletişim ve etkileşim konusunda da zengin içgörüler elde ederiz.
Odak grup toplantılarının proje döngüsü içindeki zamanlaması projenin içeriğine ve niteliğine
bağlıdır. Örneğin, temel araştırmalarda OGT’yi projenin başlangıç aşamasında yaparız.
Böylece diğer araştırma araçlarını, anket soru formlarını, derinlemesine görüşme
yönergelerini oluştururuz. İzleme ve değerlendirme araştırmalarında ise elde ettiğimiz
bulguları tartışmak için paydaşlarla veya faydalanıcılarla OGT yapmayı tercih ederiz.
OGT’lerin başarısındaki en önemli kıstas moderatörün yetenek ve tecrübeleridir. Moderatör,
önceden belirlenmiş bir tartışma akışı çerçevesinde grubu yönlendirerek belirlenen zaman

diliminde hedeflenen bilgileri derleyen kişidir. Moderatörün sorumluluğu, gruba net ve açık
sorular sormak, insanların düşüncelerini ortaya çıkarmaya ve grup üyelerinin etkileşimine
yardımcı olmak ve herkese konuşma şansı tanımaktır. Kısa zamanda zengin bilgilerin
toplanması için moderatörün konuyla ilgili iyi hazırlanmış açık uçlu sorular sorması oldukça
önemlidir.
OGT’ler de DG’lerde olduğu gibi bir yönerge kullanılır ve mümkün olduğu kadar az
müdahaleyle OGT katılımcılarının tartışmaları sağlanır.
Katılımcılar projenin niteliğine göre belirlenir. Örneğin bir sosyal etki araştırmasında bir
yerleşimdeki sakinlerden heterojen bir grup oluşturulabilir ama gençlerle ilgili bir araştırmada
ise doğal olarak belli yaş grubu kısıtlaması getirilir. Ya da bazı araştırmalarda toplumda fazla
söz hakkı tanınmayan gençlerin ve özellikle kadınların bakış açısını öğrenebilmek için sadece
gençlerden ya da kadınlardan oluşan OGT’ler de düzenlenebilir.
Bir OGT’nin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için 8-12 kişiden oluşması idealdir. Bu
şekilde katılan herkesin söz alabilmesi ve tartışmanın moderatör tarafından kontrolü daha
kolay olur.
Yaşanabilecek olası bilgi kayıplarını önlemek amacıyla görüşme esnasında görüşmecilerin
rızası alınarak ses kaydı alınması tercih edilmektedir. OGT’ler dökümü alınırken ses
kayıtlarından konuşanın kim olduğu anlaşılamayacağı için raportör görüşme notlarını konuşan
kişilere (oturma planı, numaralandırma, vb.) göre almıştır.
OGT’ler ortalama 1,5 ile 2 saat arası sürmüştür.
OGT’ler dış etkenlere kapalı bir mekanda, moderatörün katılımcılara eşit mesafede olduğu ve
katılımcıların birbirlerini görebildiği bir oturma düzeninde yapılır. “U” şeklinde bir masa en
ideal OGT yerleşimidir. Fakat büyükçe bir masa ya da yay şeklinde konumlanmış sandalyeler
de OGT’ler için uygun tartışma ortamına yardımcı olur.

SÖZLÜ TARİH

Günümüzde yazılı kültürü tek bilimsel referans kaynağı olarak kabul edilmiyor. Tarihi safsata
olmaktan çıkaran, bilimsel yöntemlerle ciddi bir disiplin haline getiren modernitenin sadece
yazılı kültürü, arşivlere dayalı tarih anlayışı sözlü tarihle daha da zenginleştiriliyor.
Her insanın hayat hikâyesi aslında bir tarihtir. Sözlü tarih arşivlerde, belgelerde yer almayanın
tarihini ortaya çıkarır, arşivlerde, belgelerde yer alamayan fakat insanların ve toplumların
belleğinde yer alan bilgileri almayı amaçlar. Sözlü tarih bir olay veya olgunun insanların
belleklerinde nasıl anımsandığı ile ilgilenir. Bir anlamda, tarihsel süreçte ne olduğu değil, aynı
zamanda olan bitenin kim tarafından, hangi kültürel gruplar tarafından ne şekilde toplumsal
belleğe kaydedildiğiyle de ilgilenir. Bu bağlamıyla aslında sözlü tarih, tarihçilerden sosyal
bilimciler tarafından daha çok kullanılır.
TANDANS VBD olarak sözlü tarih çalışmalarını nitelik araştırmanın bir parçası sayarız.
Kırsal kalkınma projelerinde, sosyal etki değerlendirme projelerinde, hatta Pazar
araştırmalarında bile derinlemesine görüşme yapacağımız anahtar kişileri tespit ederken,
incelediğimiz olay ya da olgu hakkında bizi bilgilendirebilecek kişilerle sözlü tarih çalışması
yapmayı tercih ederiz. Projelerin kısıtlarından dolayı formel sözlü tarih görüşmeleri
gerçekleştiremesek bile, derinlemesine görüşmelerde, derinlemesine görüşmenin odağında yer
alan kültürel örüntüleri daha iyi anlayabilmek için görüştüğümüz kişinin kişisel tarihini ve
üzerine görüşme yaptığımız olgu veya olayından tarihsel arka planını öğrenmek, aktüel
analizlerimizi de anlamlı kılar.


DURUM ANALİZİ (SITUATION ANALYSIS)
Kısaca SitAn olarak ifade ettiğimiz durum analizi çalışmaları belli olgulara odaklanan, farklı
etkenlerin o olgu üzerindeki etkisinin incelenmesidir. Durum analizi ismi verilmesinin temel
nedeni, geriye ya da ileriye yönelik çıkarımlar yapılmaması, sadece o andaki durumun
fotoğrafını çıkarmaya çalışmasıdır.
Olgunun nitelikleri göz önünde bulundurularak çıkarılan bir kavramsal şema üzerinde yapılan
durum analizi, bu kavramların olgu ile ilişkisini açıklamaya çalışır. Durum analizinde bu
kavramlar odak grup toplantısı, derinlemesine görüşme ve anket gibi farklı araştırma
teknikleriyle bir arada oluşturulan yöntemsel modelleme ile analiz edilir. Bu yöntemsel
modelleme ile incelenen belirtgenler kategorilendirilir ve bu durum analizinde bu kategoriler
kullanılır.
Her ne kadar SitAn sadece bir “an”ın analizini içerse de, farklı “an”lar için benzer kavramsal
şema ve yöntemsel çerçeve kullanılarak projelerin başlangıç, uygulama ve izleme-
değerlendirme aşamalarında karşılaştırmalı durum analizleri yapılabilir.
TANDANS VBD genel olarak uygulanan politikaların, özel olarak da çocuklar, engelliler,
mülteciler gibi dezavantajlı ve korunmasız gruplar ile ilgili geliştirilen politikaların
incelenmesi için durum analizini kullanmayı önerir.

BELİRTGEN ANALİZİ (Determinant analysis)
Belirtgen analizi genellikle durum analizinin modellenmesi için kullanılır. Olgular ve olguları
etkileyen faktörler bir sorun ağacı ile kavramsal bir şema olarak modellendikten bu faktörler
nedensellik kurgusu içinde değerlendirilir ve farklı etkenleri etkileyen benzer nedenler bir
araya getirilerek “çekirdek sorun bölgesi” (core problem area) tespit edilir.

SOSYAL ETKİ DEĞERLENDİRME (SOCIAL IMPACT
ASSESMENT)

SED projeleri en basit anlamıyla kalkınma projelerinin gelecekteki etkilerini tespit etmeyi
amaçlar. Toplumsal ve kültürel normların ve değerleri anlamak SED’lerin en önemli
sorunsallarındandır. Bunu anlayabilmek için TANDANS VBD farklı veri toplama tekniklerini
bir arada kullanır.
SED araştırmalarında bir kalkınma projesinin, farklı derecedeki etki alanlarında (birincil,
ikinci, içincül, vs) yürütülen anket çalışması genel olarak hanehalkı araştırması formunda
yapılır ve ister temel (baseline) isterse de gözleme ve değerlendirme araştırması olsun,
hanehalkı anketinde temel amaç araştırmanın yapıldığı anda sosyal etki değerlendirmenin
yapıldığı alandın toplumsal ve iktisaadî fotoğtafını çekebilmek, daha önce “temel” araştırma
yapıldıysa o araştırmanın verileriyle karşılaştırıp farklılıkları tespit etmek ve kısa ve uzun
vadede toplumsal ve iktisadi verilerin gelişim ve değişim projeksiyonlarını çıkarmaktır.
TANDANS SED projelerinde SED konusunda uzman kadrosunun yanı sıra, SED projelerinin
gerçekleştirildiği alan ve sektörlerde uzmanlaşmış akademisyenlerle birlikte çalışır.


DEĞER ZİNCİRİ ANALİZİ (VALUE CHAIN ANALYSIS)
1985 yılında Michael Porter’ın kitabında genel çerçevesi çizilen değer zinciri analizi (DZA)
günümüzde birçok sanayi araştırmasında temel model olarak kabul edilmiştir. TANDANS
VBD de Porter’ın bu modellemesini kullanır. Fakat TANDANS VBD DZA modellemesi için
veri elde etmek için sadece niceliksel değil, niteliksel bilginin de önemine değer verir ve DZA
modellemsindeki kavramsallaştırmayı niteliksel araştırma teknikleriyle sorgular. İktisadî
davranış modellerinde kültürel ve sosyal örüntülerin, davranış normlarının etkisini göz ardı
etmez.